cnytmtlu
28 Nisan 2011 Perşembe
27 Nisan 2011 Çarşamba
Bu mavi gök, yeşil yaprak, gri su altında
Hüzün asla yakışmıyor sana
Stockholm'de ne de dünyanın herhangi bir yerinde
Kalbim, ah kalbim tarifsiz alevler içinde
İstanbul'da ve dünyanın herhangi bir yerinde
Nice özlemiş, nice sevmişim, adın çığlıklarla
Geçiyor bir mavi gök, yeşil yaprak, bir gri su
Kalbim, ah kalbim tarifsiz acıların alevinde
Nice Stockholm'de, nice İstanbul'da
Sürgünde
Dünyanın herhangi bir yerinde
Ne olabilir bir aşkın karşılığı
Yaşamın ve ölümün
İntiharın?
Orada bir başka gökyüzünün
Burada bir başka yeryüzünün?
Gülün ve özlemin ve karasevdanın
Sürgünde dünyanın herhangi bir yerinde?
Kalbim, ah kalbim nice alevin özleminde
Refik DURBAŞ
25 Nisan 2011 Pazartesi
Haydi Abbas, vakit tamam;
Akşam diyordun işte oldu akşam.
Kur bakalım çilingir soframızı;
Dinsin artık bu kalb ağrısı.
Şu ağacın gölgesinde olsun;
Tam kenarında havuzun.
Aya haber sal çıksın bu gece;
Görünsün şöyle gönlümce.
Bas kırbacı sihirli seccadeye,
Göster hükmettiğini mesafeye
Ve zamana.
Katıp tozu dumana,
Var git,
Böyle ferman etti Cahit,
Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş'tan;
Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan . . .
Cahit Sıtkı TARANCI
24 Nisan 2011 Pazar
Evvela dişlerimiz döküldü
Sonra saçlarımız
Arkasından birer birer arkadaşlarımız
Şu canım dünyanın orta yerinde
Yalnız başına yapayalnız
Kırılmış kolumuz, kanadımız
Tatlı canımızdan usanmışız
Bir şüphedir sarmış yüreğimizi
Ya kendini aldatıyor demişiz ya bizi
Bir şüphedir demir atmış ciğerimize
Pamuk ipliği ile bağlamışlar bizi
Düğüm üstüne düğüm şöyle dursun
Bir çalım bir kurum hepimizde
Nereden inceyse oradan kopsun
Bu canım dünyanın orta yerinde
Hayvanlar kadar bağlanamamışız birbirimize
Yalan mı? Gözünü sevdiğim karıncalar
İşte: Hamsiler sürü sürü
Arılar bölük bölük geçer
Leylekler tabur tabur
Ya bizler? Eşref-i mahlukat! ..
Boğazımıza kadar kendi murdar karanlığımıza gömülmüşüz
Bizler bölük bölük, bizler tabur tabur
Bizler sürü sepet
Yalnız birbirimizi öldürmüşüz . . .
Bedri Rahmi EYÜBOĞLU
23 Nisan 2011 Cumartesi
21 Nisan 2011 Perşembe
20 Nisan 2011 Çarşamba
Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.
Biçare gönüller. Ne giden son gemidir bu.
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki, giden sevgililer dönmeyecekler.
Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden.
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden . . .
Yahya Kemal BEYATLI
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)